Coc Coc'un raporu, yeni güvenlik önlemleriyle ilgili pratik deneyim süresinden sonra kullanıcı davranışlarında, görüşlerinde, faydalarında ve endişelerinde meydana gelen değişiklikleri değerlendirmeye odaklandı.

Devlet Bankası'nın 2345/QD-NHNN sayılı Kararı uyarınca, 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren, güvenliği artırmak ve tüketicileri dolandırıcılık risklerinden korumak amacıyla, her seferinde 10 milyon VND'nin veya günde 20 milyon VND'nin üzerindeki tüm işlemlerin biyometrik kimlik doğrulaması ile doğrulanması zorunlu hale getirildi.
Düzenlemenin resmi olarak yürürlüğe girmesinden yaklaşık 1 ay sonra, Coc Coc, kullanıcıların çevrimiçi para transferi işlemlerinde biyometrik kimlik doğrulamaya ilişkin görüşlerini güncellemek amacıyla bu platformdaki kullanıcılarla geniş çaplı bir çevrimiçi anket gerçekleştirdi.
Hanoi ve Ho Chi Minh Şehri en yüksek kurulum başarı oranlarına sahiptir
Coc Coc temsilcisine göre, ankete katılan kullanıcıların %76'sı, hem başarılı hem de başarısız uygulamalar dahil olmak üzere biyometrik kimlik doğrulamayı yükledi. Bunların 2'de 1'i, kullandıkları tüm bankacılık uygulamalarına biyometrik kimlik doğrulamayı başarıyla yükledi.
Genel olarak, her iki anket noktasında da kurulumu tamamlayan kullanıcıların oranı yaklaşık %80 seviyesinde kaldı. Ancak, kullandıkları tüm bankaları başarıyla tamamlayan kullanıcıların oranı, yaklaşık bir hafta önceki zaman noktasına kıyasla %8 arttı. Bu oran şu anda %56 ile 35-44 yaş grubunda en yüksek seviyede.
Hanoi ve Ho Chi Minh City, kullanımda olan tüm bankalar arasında en yüksek başarılı kurulum oranına sahip iki bölge olmaya devam ediyor. Merkez bölgesi de, düzenlemenin uygulanmasından yaklaşık 1 hafta sonra %11'lik bir artışla, tüm ülkeye kıyasla en yüksek başarılı kimlik doğrulama oranına hızla ulaştı.

Anket sonuçları, kimlik doğrulama deneyiminin kullanıcıların çoğunluğu için kolaylaştığını gösteriyor. Kullanıcıların %45'i, kimlik doğrulama sürecini kolay/çok kolay olarak değerlendirdi; bu oran, önceki ankete göre %7 artış gösterdi. Aynı zamanda, zor bulan kullanıcıların oranı %31'den %22'ye düştü.
45 yaş altındaki kullanıcıların yeni düzenlemelere daha hızlı uyum sağladığı görüldü. Biyometrik bilgilerini güncellemenin %48'i kolay/çok kolay olduğunu düşünürken, 45 yaş üstündeki kullanıcılarda bu oran %38 oldu.

Ancak uygulama sürecinde hâlâ bazı zorluklar mevcut. Mevcut geniş çaplı ankete göre, "Yüz tanımada zorluk" ve "Uyumsuz cihazlar", kullanıcı kimlik doğrulama deneyimini giderek artan oranlarda etkileyen sorunlardır.
"NFC okunamıyor", "Kimlik fotoğrafı çekmek/QR kodu okumak zor", "Bankada kimlik bilgilerini güncellemek gerekiyor" gibi sorunlar, eskiye göre daha düşük bir oranda çözülmüş gibi görünüyor.
Kullanıcı algısı nasıl değişti?
Kullanıcıların çoğunluğu, biyometrik kimlik doğrulamanın çevrimiçi işlem yaparken kendilerini daha güvenli hale getirdiğini kabul ediyor ve %72'si bu görüşe katılıyor; bu oran, önceki ankete göre %4 artış gösteriyor. 35 yaş üstü kullanıcılar arasında ise, katılımcıların %78'i bu görüşe katılıyor ve bu oran, 35 yaş altındakilere göre %11 daha yüksek.

Ancak katılımcıların %41'i, biyometri kullanırken kişisel bilgi güvenliği konusunda endişe duyduklarını belirterek, bir önceki döneme göre %5'lik bir artış kaydetti. Özellikle, her iki anket döneminde de, yaklaşık %50 ile 35-44 yaş grubu, endişeli kullanıcı oranının en yüksek olduğu grup olmaya devam etti.
Kullanıcıların bu konudaki görüşlerinde de farklı bölgelerde bazı değişiklikler görülüyor. Orta bölgedeki endişeli kullanıcı oranı %11 gibi önemli bir artışla, bu bölgeyi endişeli kullanıcı oranının en yüksek olduğu bölge haline getirdi. Kuzey ise, üç bölge arasında endişeli kullanıcı oranının en düşük olduğu bölge olmaya devam ediyor.

Biyometrik uygulama sürecinde karşılaşılan risklere ilişkin endişeler sorulduğunda, kullanıcıların bankalara kişisel bilgilerini verirken oluşabilecek riskler konusunda nispeten endişeli oldukları, her bir endişe için yaklaşık %30-%50 oranında bir oranın söz konusu olduğu görüldü.
Bunlar arasında hesap hırsızlığı/para kaybı sorunu ilk sırada yer alıyor. Genç kullanıcılar ve kadınlar, çevrimiçi işlemler sırasında meydana gelebilecek dolandırıcılıklardan özellikle endişe duyduklarını gösteriyor. Özellikle 45 yaş üstü kullanıcıların yalnızca %22'si bu konuda endişeliyken, genç kullanıcıların %40'ı bu konuda endişeli. Bu oran kadınlarda erkeklerden %10 daha yüksek.

Kullanıcıların genel algısına göre, biyometrik kimlik doğrulamanın çevrimiçi işlem yaparken en büyük avantajları güvenlik ve kolaylıktır. Hızlı işlem ve kullanım kolaylığı, kullanım sürecinden sonra öne çıkan avantajlardır. Ancak kullanıcıların %17'si bu güvenlik önleminde hâlâ hiçbir avantaj görmüyor.
Çoğu kullanıcı bu yöntemin sınırlamalarını, çoğunlukla onu uygularken yaşadıkları deneyime göre değerlendiriyor; örneğin, düşük ışıkta zorlanma, parmakların ıslak olması... veya zaman alıcı ve çalıştırması zor olması gibi.
U25 yaş grubu, belirli koşullarda kullanımda zorluk çekmeyle ilgili birçok sorun yaşayan yaş grubudur. 25-34 yaş grubu ise bir işlemin tamamlanmasının ne kadar sürdüğü konusunda daha fazla endişe duymaktadır. 35 yaş üstü yaş grubunun ise, tüm faktörler için değerlendirme oranı 35 yaş altı gruba göre çok daha düşük olduğunda daha "rahat" davrandığı görülmektedir.
Anket istatistiklerine göre, kullanıcıların %51'i her seferinde 10 milyon veya günde 20 milyon veya daha fazla işlem gerçekleştirdiği tüm işlemleri başarıyla doğruladı. Ayrıca, işlemleri doğrulamayan kullanıcılar da mevcut. Geçtiğimiz ay, her 3 kullanıcıdan 1'i 1-2 başarısız kimlik doğrulamasıyla karşılaştı.

Kullanıcıların çoğu, biyometrik kimlik doğrulama kullanırken işlem sürelerini değerlendirmede tarafsız kaldı. İşlemleri hızlı/çok hızlı olarak derecelendirme oranının, yavaş/çok yavaş olarak derecelendirme oranından 2,6 kat daha yüksek olduğu dikkat çekicidir.
Günlük 10 milyon/sefer veya 20 milyon/gün işlem sıklığında işlem yapan kullanıcıların %54'e kadarı işlem hızı konusunda iyi yorumlara sahipken, bu oran haftalık ve aylık işlem yapan kullanıcılara göre 1,3 kat ve 1,5 kat daha fazladır.
"Müşterilerin 1 Ocak 2025'ten itibaren biyometrik veri sağlamaması halinde tüm işlemlerin durdurulması" kararı sorulduğunda kullanıcıların %64'ü kararın gerekli/çok gerekli olduğunu söylerken, %10'u ise gereksiz/çok gereksiz olarak değerlendirdi.
Düzenlemenin yürürlüğe girmesinden 1 ay sonra yapılan geniş çaplı bir ankette, kullanıcıların yeni güvenlik önlemlerine giderek daha fazla aşina olduğu ve uyum sağladığı, kurulum sürecindeki zorlukların ise giderek azaldığı görülmektedir.
Ancak çevrimiçi dolandırıcılığın giderek daha karmaşık ve sofistike hale gelmesiyle birlikte, kullanıcılar karşılaşabilecekleri bilgi güvenliği riskleri konusunda hâlâ endişe ve kaygı duymaktadır.
Yorum (0)